top of page

Bir bahçe çiti denemesi olarak

Toplayıcı Hareket neyi dağıtıyor?

Tevfik Taş

Alman siyasetine aslen bir müzik notası işareti olan ve son yıllarda sosyal medyada kullanılan “hashtag”li yeni bir slogan doğdu:

#aufstehn (Ayağa Kalk)! 

Cümle Alman düzen siyasetine hayırlı olsun! 

Düzen dışını ima eden “Ayağa kalk!” emir kipi, tıpkı devrim sözcüğü gibi, gerçek kavramsal anlam ve bağlamından kopartılarak, içi boşaltılmış dolma kartal maketi türünden düzen vitrinlerindeki yerini aldı. 

Vitrinde sergilenen kartal maketi büyük, kanatları geniş, bakışları öldürücü, pençeleri yırtıcı, gagası keskin. Ama bir sorunu var: Yaşamıyor! 

Toplayıcı Hareket olarak kamuoyuna sunulan ve Sahra Wagen-knecht-Oskar Lafontaine ikilisinin fikir ebeveyni olduğu bu hareket, #ayağakalk hashtag’i ile eylül ayı başlangıcı itibariyle siyaset sahnesinde yer aldı. Toplayıcı Hareket'in doğumunu müjdeleyen kutlu haber, 9-10 Haziran 2018 tarihinde Leipzig'de yapılan Sol Parti Kongresi'nde kamuoyu ile paylaşılmıştı.

 

SAĞI SAĞLA YENME STRATEJİSİ 

Bu haber paylaşıldığında, Leipzig'deki kongreyi derin bir sessizlik sarmış, delegeler bir süre kendilerine gelememişlerdi. Sahra Wagenknecht her zamanki şık giyimi ile sahne almış, Sol Parti'nin daha da sağa çekilmesinden başka bir anlam içermeyecek bu hareketi deklare etmişti. 

Rivayete göre bu hareket, hareket olarak başlayacak ve öyle de kalacaktır. Asla partileşmeyecektir. Hatta göksel bir kavramlaştırma olan, “partiler üstü” olacaktır! 

Sahte solcu, gerçek sosyal demokrat Oskar Lafontaine, Welt am Sonntag gazetesine verdiği demeçte üç noktanın altını çiziyordu #ayağakalk hareketinin parametrelerini ifade ederken. 

“Daha fazla sosyal adalet” 

“Barışçıl dış politika” 

“Partiler üstü olunacak” 

Piyasa ekonomisi egemenliğini koruyacak, ama küçük bir kırıntı da olsa sosyal adalet sağlanacak. Alman emperyalizmine dönük tek bir kelime edilmeyecek, ama Almanya dış politikası barışçıl temellerde yükselecek. Sömüren ve sömürülen karşıtlığı üzerine kurgulanmış toplumsal yapı olduğu gibi varlığını koruyacak, ama bu sınıfları temsil etmekten başka işlevleri olmayan siyasi partileri aşan bir toplumsal hareket yaratılacak. 

Mümkün mü? 

Bildiğimiz sosyal demokrat palavralar açıkçası! 

Geçen yıl yapılan genel seçimlerde özellikle doğu eyaletlerinde ciddi gerileme gösteren parti, kendi içerisinde kriz yaşamıştı. Bu krizin Leipzig Kongresi'nin ana temalarından birini oluşturduğu kamuoyunun malumudur. Eski yönetim yeniden seçildi. Seçildiler seçilmesine de, kanatlı partinin “Kurtuluşçu Sol” temsilcisi ve Eş Genel Başkanı Katja Kipping, yüzde 64,5 gibi son derece vasat bir oranla yeniden görev aldı. 

Partinin diğer Eş Genel Başkanı ve ''Sosyalist Sol'' kanat sözcüsü Bernd Riexinger ise Kipping'e oranla daha az itibar yitirerek, yüzde 73,8 ile koltuğunu korumuştu. Riexinger'in Kipping'e oranla daha az oy kaybetmesinde partinin sığınmacılar siyasetinde Sahra Wagenknecht'e karşı daha geleneksel bir tutum benimsemesinin etkili olduğu belirtiliyor.

 

DÜZEN İÇİ İŞLEV 

Eski “Komünist Platform” sözcüsü, şimdiki parlak sosyal demokrat Sahra Wagenknecht, partiler üstü bir hareket ile halkın durumunu esenliğe çıkartacağını vaaz ediyor. Die Zeit gazetesinden liberal Adam Soboczynski bile bu vaaza inanmayarak, #ayağakalk hareketini “kızıl yaz masalı” olarak nitelendiririrken, son derece gerçekçi bir değerlendirme yapmaktadır. 

Toplayıcı Hareket'in akıl hocaları, fincancı katırlarını ürkütmemek için ne lazımsa yapmış. Partilerle işleri yokmuş. “Hepimiz aynı gemideyiz” masalına toplumu ikna etmeye çalışıyorlar. Mülkiyet ilişkilerine müdahale etmeden, Keynesçi iktisat politikalarını ve Willy Brandt'ın detant dönemindeki kıvrak dış siyasetini ısıtıp ısıtıp kitlenin önüne koymuşlar. Daha da kötüsü, o kadar yaratıcılıktan yoksunlar ki, bunu “yenilik” olarak cilalayıp, pazarlamaya çalışıyorlar. 

Sosyal demokrasinin en iyi yaptığı şey, düzen lehine elden düşme fikirleri cilalayıp cilalayıp yeni diye pazarlamak ve soldaki olası gelişmeleri düzen bahçesinin çitleri arasına hapsetmek değil de nedir ki? 

Faşist AfD'nin yükselişine karşı önlem olarak ortaya atıldığı iddia olunan bu proje, düzen siyasetinin kitleleri mevcut sınırlar içinde tutma açılımından başka bir işleve sahip değildir. Sağı sağcılaşarak yenme stratejisi olarak çiğnenmekten çamura dönen bu yaklaşım, nihayetinde hakim sınıflara yarayan bir düzen içi çözümü çare olarak göstermektedir. Ufkunu düzen içi sınırlar arasına hapsedenler, doğaları gereği farklı formülasyonlar üzerinden düzeni meşru, kalıcı ve reel tek çözüm olarak propaganda ediyorlar. 

Sol Parti'nin tabanının eşitlik, barış, özgürlük talep ettiğini biliyoruz. Ancak, bunu Alman Demokratik Cumhuriyeti düşmanlığına alan açarak yapanların geleceği yer de ancak bu olabilirdi. Partinin en etkili isimleri, partiler üstü saçmalıklarla kitlenin aklını karıştırmaya çalışıyorlar. 

KANATLI PARTİ, SEÇENEK Mİ? 

Leipzig Kongresi'ni izleyen Neues Deutschland yazarı Wolfgang Hübner, kongreyi değerlendiren makalesinde ''Leipzig Kongresi'nde Sol Parti'nin parçalılığı su yüzüne çıktı'' derken, altı kanattan oluşan ''parti'' modelinin ne menem bir şey olduğunu da tüm çıplaklığıyla özetlemiş oldu. 

Bolşevik Parti'ye burun kıvıranlar, parti olmayan partileri icad edenler, partiler üstü siyasete terfi ederek, düzenin has elemanları olduklarını bir kez daha ortaya koymuş oldular. Toplayıcı Hareket toplasa toplasa, düzen partileri içindeki küskünleri toplar. Zaten bu gerçeği gördükleri için pek çok parti Toplayıcı Hareket'i önce ciddiye almaz göründü. Ardından bu ıskarta fikrin kendi içlerindeki küskün ve kariyeristler için pazarlık vesilesi yapılabileceğini sezerek, eleştirel bir tutum aldılar. 

SPD Genel Başkan Yardımcısı Ralf Stegner, ''inandırıcı bir hareket değil'' dedi. Ama aynı partiden Marco Bülow destek verdi. Sol Parti yönetiminden önce eleştiri geldi. Ardından ''bize seçenek değil'' mealinde açıklamalar yapıldı. Sol Parti'nin acar milletvekili Sevim Dağdelen destek verilmesi gerektiğini açıkladı. Partinin etkili adı ve #ayağakalk hashtag’ının 80'li yıllardaki Hollandalı pop grubu Band Bots'a protesto parçası olarak güftesini yazan Diether Dehm'den de destek geldi. Düzenin yeşil gündemli partisi Yeşiller'den karışık değerlendirmeler geldi. Antje Vollmer destek verdiğini açıkladı. Bu arada “fikrim yok” diyenler mi istersiniz, “bi bakalım” diyenler mi... 

ÖFKE VE DÜZENİN SINIRI 

Toplayıcı Hareket, Alman kapitalizminin yarattığı arızaları işçi sınıfı tamirhanesinde toparlamanın adı olarak ortaya çıktı. Sınıfları kesen ortak çıkar fikri asla olamayacağına göre, Toplayıcı Hareket işçi sınıfını bölmenin, öfke ve umudun düzenin siperlerine dayanmasını önlemenin şifresi olarak okunmalıdır. Bulvar gazetesi manşeti ile konuşursak: AfD bahane, düzen siyaseti şahane! 

Toplayıcı Hareket'in çektiği çit, özel mülkiyet düzeninin bahçe sınırlarını güvenceye almaktan öte bir anlam ve işlev üstlenmiyor. Weimar Cumhuriyeti döneminde nazizme alanı teslim eden klasik sosyal demokrasi, sözde faşizm karşıtlığı üzerinden şimdi de “Ya bu piyasa diktatörlüğüne fit olacaksınız ya da faşizm öcüsü gelip sizi yok edecek” umacısını propaganda ederek, yeni sosyal demokrasi olarak sermaye sınıfına asli hizmetini sunuyor. 

Şimdi Alman sosyalist hareketine düşen, bu “partiler üstü” zırvalığına karşı barikat örmektir. DKP'nin yaptığı gibi, olup biteni kayıtsızca izlemek değil! 

bottom of page