top of page

ABD-Almanya ilişkilerinde yeni döneme Almanya'nın yanıtı:

Aachen Anlaşması

Besim Tokgöz

Emperyalist piramitte yaşanagelen güç kavgası yeni bir düzleme taşınıyor. ABD emperyalizmi piramitin tepesindeki yerinin sallanmasını hissettiği oranda saldırganlaşıyor. Donald Trump ve kurmay ekibinin demogojik de olsa geleneksel diplomatik dili terk etmesi yalnızca ''kişisel'' özelliklerle açıklanamaz.

 

ABD'ye yanıt: Aachen Anlaşması

ABD emperyalizminin olası rakiplerine karşı geliştirdiği ''baskın basanındır'' tutumuna karşı yanıt Almanya'dan gecikmedi. 22 Ocak 1963'de Fransa ile Federal Almanya arasında imzalanan Elize Anlaşması'nın 56. Yıldönümünde, sözü geçen anlaşmaya 28 madde ekleyip, adını da „Aachen Anlaşması“ diye değiştirerek yanıt üretilmiş oldu.

 

Bu anlaşmaya göre, Avrupa içinde AB'ye ve NATO'ya rağmen özel bir askeri işbirliği mümkün olabilicek. Ayrıca Macron tarafından sıkça dillendirilen Avrupa Ordusu fikrinin daha fazla ayak sürümeden hayata geçirilmesi konusunda da bu anlaşma mayalayıcı etkide bulunacak. Amaç militarizm gazına basmaktı; ABD'nin tutumu da geçerli bir bahane oldu.

 

Bu anlaşma kapsamında Almanya-Fransa ikilisinin Bişkek'ten Erbil'e, Rio de Janerio'dan Palermo'ya dek kültür emperyalizmi taşımasının da olanakları kolaylaştırılacak. Goethe Enstitüsü ve Institute Français ortaklığı ile…

 

Buyurganın dili

Buyurgan ve provakatif dili benimseyip kullanan yalnızca Donal Trump değildir. ABD'nin Almanya Baş Sefiri olarak atadığı Richard Grenell, kullandığı dil itibari ile Trump'ın ikizi gibidir örneğin.

 

Richard Grenell, göreve atanır atanmaz, Almanya'nın içişlerine müdahil olabilecek girdilerde bulundu; bulunmaya da devam ediyor. Grenell'in ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan ziyade doğrudan Donald Trump'a bağlı çalıştığı ve olağan bir diplomatta olan yetkilerden daha fazlasına sahip olduğu medyada sıkça dile getirildi.  

 

Grenell, Avrupa'yı ''eski Avrupa ve yeni Avrupa'' diye ikiye ayırdı. Grenell'e göre eski Avrupa, eskimiş, demode olmuş Avrupa iken; yeni Avrupa, muhafazakârlığın hüküm sürmesi gereken bir siyasi coğrafya olarak betimliyor. Yeni Avrupa ifadesi, ''öteki muhafazakârların Avrupa'da üstünlük elde etmesi'' vaazına dayanıyor.

 

''Öteki muhafazakârlar'' ile ifade edilmeye çalışılanların en belirleyici niteliğinin ise, Amerikancılıklarındaki kayıtsız şartsız itaatkârlık olduğu belirginlik kazandı.

 

Grenell, bildik tüm diplomatik kural ve teammülleri yerle bir ederek, tıpkı Washington'daki şefi gibi, Twitter üzerinden açıklamalar yapıyor. İran ile işbirliği yapan Alman şirketlerine dönük tehdit mektubu yazarken, Twitter üzerinden de Nord Stream enerji projesine dönük zehir zemberek ifadeleri ile dikkat çekti.

 

Grenell, AB'nin sözü geçen enerji projesi ile kendisini Rusya'ya karşı bağımlı hale getirdiğini iddia ederken, bunun ''tehdit mektubu değil, ABD'nin açık ve net siyasi mesajı'' olduğunu ileri sürdü.

 

ABD'nin Almanya Baş Sefiri‘nin sağa sola caka satmasını değerlendiren Sputnik Deutschland bu yazıyı ''ABD'nin para diktatörlüğü: Almanya ne kadar bağımsız?''  başlığını altında yayımladı. (19 Aralık 2018)

 

Twitter diplomasisi dışında da tepkiler „Aşırı sağcı işgal subayı”

Münih Güvenlik Konferansı Genel Başkanı, deneyimli Alman diplomat Wolfgang Ischinger, ''Şayet tepki almak istemiyorsan, konuk olduğun ülkeye ne yapacağını söyleme. Almanlar dinlemeyi sever, ancak kendilerine buyurulmasından hoşlanmaz'' diye Grenell'e diplomasi dersi vermek istedi.

 

SPD'nin eski genel başkanı ve sıkı AB'ci Martin Schulz da Grenell'i bir diplomattan ziyade, ''aşırı sağcı işgal subayı'' olarak niteledi. Bunu söyleyen herhangi bir siyasetçi değil, Almanya'nın iki numaralı partisi ve koalisyon hükümetinin bileşeni bir partinin eski genel başkanıdır. Üstelik Martin Schulz fevri çıkışları ile tanınan bir siyasetçi de değil. Schulz'u bu denli öfkelendiren şey hiç kuşku yok ki, Grenell'in küstah çıkışları oldu.

 

Irkçı ''Breitbart Portali'' yorumcusu Grenell

Grenell, hakikaten de faşist bir çevrede yorumcu olarak tanınan bir isim. Burjuva medyasında ''ultra sağ'' diye tarif edilen ''Breitbart'' internet portalında Grenell'in düzenli yorumları yer alıyor.  

 

ABD'li Renaissance Technologies tarafından finanse edilen Breitbart portalinin kurucusu faşist Andrew Breitbart'ın 2012'de ölümü üzerine genel yayın yönetmenliğini Stephen Bannon üstlenmiştii. Bannon, aynı zamanda Donald Trump'ın da en etkili danışmanları kadrosunda yer alıyor.

 

2014'de ''Breitbart London'' faaliyete geçirildi. Diğer bir şef redaktör Alexander Marlow, Almanya ve Fransa'ya da uzanmak istediklerini açıkladı. Breitbart'ın Roma muhabiri Thomas Williams, 2017 Ekim ayına kadar Almanya'da da şube açacaklarını ilan etti. Ancak ne hikmetse, birkaç ay sonra Thomas Williams Almanya şubesini açmaktan vaz geçildiğini ilan etti.

 

'Almanya'daki küçük Trump'

Der Spiegel Online, Grenell'i ''Almanya'daki küçük Trump'' olarak adlandırdı. Grenell Spiegel'e göre, provakatifdir, küstahtır, saldırgandır...

 

Fakat nasıl olduysa, Alman iç siyasetine alışılmadık girdiler yapan ve bir o kadar da alışılmadık tepkiler alan Grenell, birdenbire ülkenin en yaygın satış ağına sahip Bild Zeitung'a ''konuk yazar'' olarak atandı.

 

Donald Trump'ın çevresinde eşcinsel olduğunu ilan eden nadir siyasetçilerden olan Grenell, Bild Zeitung'daki köşesinde İran'da eş cinsellere yapılan haksızlıkları konu edinerek, İran ile Avrupa ülkeleri arasında yapılan ticari ortaklığı sorgulamaya girişti.

 

''Yeni Avrupa'' kavramı kapsamında Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz'u yere göğe sığdıramayan Grenell, Almanya'da da Merkel hükümetinde Sağlık Bakanlığı'nı yürüten Jens Spahn'ı desteklediğini açıklamaktan geri kalmadı.  

 

Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz da, Alman Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn da ''aşırı Amerikancı'' tutumlarıyla tanınan siyasetçiler. Her ikisi de AB içerisinde ABD'nin geleneksel pozisyonunun sürmesinde ısrarlı davranan siyasi figürler.

Nord Stream I ve II doğalgaz enerji hatları

ABD'nin Almanya baş sefiri, Alman hükümetini ya da Alman şirketlerini yalnızca İran  politikalarından dolayı eleştirmiyor. 2005'de başlayıp, 2011'de sonlanan Nord Stream doğalgaz boru hattı nedeniyle de çıkar çatışması yüzeye vurdu.

 

Birinci Nord Stream doğalgaz boru hattı 1224 kilometre uzunluğundaydı. Yeni Nord Stream II adıyla projesi yapılan doğalgaz boru hattıyla birlikte Rusya'nın Narwa bölgesinden Almanya'nın Greifwald kentine kadar uzanan 1.230 kilometrelik bir yeni hat döşeniyor. Bu projenin 2019 sonunda tamamlanacağı planlanırken, yıllık doğalgaz naklinin 55 milyar metreküp olacağı hesap ediliyor. Birinci Nord Stream doğalgaz boru hattının bu arada Avrupa Birliği ülkeleri içinde 26 milyon hanenin yıllık yakıt ihtiyacını karşıladığını belirtelim.

 

Sol Parti içinde saflaşmalar: Sempatik bir insan mı, imparatorun valisi mi

Sol Parti, bir siyasi parti olarak bütünsel bir program ve ekibe sahip olmadığı için, Grenell'in provakatif çıkışları konusunda ne soldan bir ses verebildi ne de bütünlüklü bir açıklama sunabildi.

 

Sol Parti Dış İlişkiler Sözcüsü Stefan Liebich, Grenell ile birlikte bulunduğu tanışma kokteylinde Grenell'i ''çok sempatik bir insan'' olarak bulduğunu açıkladı.  Grenell, Liebich'in bu şefkatli sözlerine teşekkürü yine twit atarak verdi. ''Böyle bir solun'' Almanya'da varlığına duyduğu memnuniyeti ifade etti. Yeşiller milletvekili Omid Nouripour ise, ABD büyükelçisini ''parti işlerinde objektif davranmamak''la suçlayarak, kibarca kınadı.

 

Sol Parti içinden en sert tepkiyi Fabio De Masi verdi. De Masi Grenell'i ''Washinton'daki imparatorun Almanya'daki valisi olduğunu sanıyor'' diyerek, kendisine Alman hükümetinin derhal yanıt vermesini talep etti.

 

Sol Parti'nin sözde en radikal milletvekillerinden biri, ABD emperyalizminin, emperyalist piramitte zirvede kalma tepişmesini, bu çıkar çatışmasını emekçi sınıflar lehine değerlendirmek yerine,  Alman emperyalizminden yana çıkarak, tutum alınmasını talep ediyor. Tam bir sosyalist tutum (!)   

Sömürü-kriz-savaş sacayağını kırabilecek tek çıkış: Sosyalist devrim

Kapitalizmin çok yönlü krizinin emperyalistler arası çıkar çatışmasını tetiklediği yönündeki değerlendirmeler kapsamında ele alınabilecek bu gelişmeler, sömürü-kriz-savaş sacayağından olusan bu fasit daireye emekçi sınıflar lehine köklü bir değişiklik yapılmadığı sürece, mevcut barbaralığın sona erme ihtimali söz konusu olamayacaktır. Bu girdaptan yegane çıkış, bir bütün olarak kapitalist/emperyalist düzenin yerlebir edildiği bir dönüşümün eseri olabilir. Bu devrim talebi, yüzyıl öcesinden daha ivedi bir taleptir.

Kaynaklar:  

bottom of page